Romantik İlişki Dinamikleri
Bu yazımızda biraz medyatik bir örnek üzerinden romantik ilişkilerden bahsetmek istiyorum. Medyatik örneğimiz Doğu Demirkol ve Doğu Demirkol'un tek kişilik stand-up gösterisinde anlattıkları. Gösterisinde Doğu Demirkol birçok şeyden bahsediyor ama özellikle de anne babasından ve anne babasının ilişkisinden bahsediyor. Anlattığına göre annesi çok dindar, ibadete önem veren, iyi bir eğitim almış birisi. Babası ise, yine kendi deyimiyle, dine inanmayan, dinsiz bir doktor. Doğu Demirkol babasının Kur’an-ı Kerim'i dört kez okuduğunu söylüyor ama okumasındaki amaç Kur'an-ı Kerim'deki yanlışları bulmakmış. Annesi ise Doğu Demirkol'a seccadenin kenarını katlı bırakmamasını öğütlüyor, çünkü ucu katlı kalırsa o seccadede Şeytan da namaz kılabilirmiş. Doğu Demirkol şovunda bununla ilgili espriler de yapıyor; bu sayede şeytanın namaz kılabileceğini ve dünyanın kurtulabileceğini, bütün kötülüklerini sona ereceğini söylüyor.
Bizim esas konumuz annesiyle babasının çok farklı karakterler olması. Din konusunda ve birçok diğer konuda çok farklı görüşlere sahipler ve çokça tartışan bir çiftler. Doğu Demirkol kendisinin bu yüzden farklı birisi olduğunu, bu yüzden aktör ve komedyen olduğunu söylüyor. Sonrasında kendi ilişkisinden bahsediyor. Kendi sevgilisinin de kendisine göre daha iyi ekonomik şartlarda büyümüş, yurt dışında yaşamış, yüksek sosyoekonomik sınıftan kişilerle arkadaşlık eden, Paris'te Londra'da en iyi restoranları bilen, nerelerin gezileceğini bilen birisi olarak anlatıyor. Kendisini ise daha mütevazi, orta halli bir aileden gelen, Amasya'da büyümüş, "Anadolulu" birisi olarak anlatıyor. Tabii burada benim dikkatimi çeken anne babasının ilişkisindeki dinamikleri kendi ilişkisinde tekrar ediyor olması. Yani anne babasının arasındaki farkların altını çizerken kendisiyle sevgilisinin arasındaki farkların da altını çiziyor. Birbirine zıt, farklı dünyaların insanları olduklarını vurguluyor. Bu noktada, anne babasının ilişki dinamiklerini kendi ilişkisinde tekrar ediyor olduğunu düşünmeden edemiyorum. Neden anne babasının tam tersi, kendi dünya görüşüne paralel dünya görüşü olan, kendisi gibi bir çocukluk yaşamış, kendi kültürünün özelliklerini taşıyan birisini seçmiyor da kendisinden çok çok farklı, farklı kültürden, farklı gelir grubundan birini seçiyor? Aslında farkında olmadan anne babasının ilişkisini mi taklit ediyor?
Bu psikolojide bilinen bir kavram. Türkçesini tekrarlama zorlantısı olarak çevirmişler. Yani, çocukluktaki psikolojik dinamikleri ve kalıpları, bunlar kişiyi mutsuz da etse, yetişkinlikte tekrarlama hali. Doğu Demirkol da annesinin ve babasını çok farklı dünya görüşlerine sahip oldukları bir evde, bu farklar nedeniyle anlaşmazlıkların yaşandığı bir evde büyüdüğü halde, kendi dünya görüşünden farklı bir dünya görüşüne sahip bir partner seçmişe benziyor. Belki de içten içe bir gün bu dinamikleri değişebileceğine, anne babasının başaramadığı uzlaşmayı kendisinin başarabileceğine inanıyor. Hem tanıdık geliyor ilişkideki bu dinamikler, yuva olarak bildiği, sevgi olarak gördüğü ilişki dinamiklerine benziyor, onun için çekici ve güzel geliyor. Hem de annemle babam bu farklılıkları aşamadılar ama ben aşabilirim, biz bunu başarabiliriz diyor. Belki… Tabi bunları pek de bilinçli demiyor aslında. Farkında olmadan yapıyor. Diye tahmin ediyorum. Umarım onun ilişkisi farklı olur, umarım anne babasının yapamadığını o yapar, ama dinamikler benzer olunca işi kolay değil.
Peki ne yapmalı? Kendimize tıpatıp benzeyen, ya da anne babamızın ilişkisindeki dinamiklere hiç benzemeyen birini mi seçmeliyiz partner olarak? Ya da hali hazırda tıpkı annemize ya da babamıza benzeyen birini seçtiysek hemen o kişiden ayrılmalı mıyız? Bizden ne köy olur ne kasaba deyip hemen kaçmalı mıyız diğer yöne doğru? Değil elbette. Yapılacak ilk şey tekrarlayan dinamikleri anlamak. Sonra belki de kendimizde bu tekrarı yaratan duygusal, zihinsel, davranışsal kalıpları anlamak. Sonra kendimizde değiştirmek istediğimiz, değiştirebileceğimiz tarafları değiştirmek. Sonrasında tekrar dönüp ilişkimizi gözden geçirmek. Ben istiyor muyum bu ilişkiyi, her şeye rağmen ne hissediyorum bu kişi hakkında diye kendimize sormak. Eğer o noktada istemediğimize karar veriyorsa yapılacak şey kendini belli edecek zaten. Eğer her şeye rağmen istiyorum bu ilişkiyi diyorsak o zaman limondan limonata yapmanın yollarına bakacağız. Ha bunları söylemek kolay yapmak zor mu? E tabii. Ama yardım yanı başınızda, klişe tabiriyle bir bilgisayar veya telefon tuşu uzaklıkta Online terapi formatında elbette.
Son olarak, Doğu Demirkol’dan peşinen özür diliyorum, hakkında varsayımlarda bulundum, kendisiyle ilgili kişisel meseleleri, halka açık bir ortamda paylaşmış da olsa, burada kullanmış oldum. Ne var ki samimiyetle belirtmeliyim şovu çok komikti. Özellikle ikinci yarıda gıdaklayarak güldüm, gitmeyenler bitmeden gitsin.
Prof. Dr. Deniz Canel Çınarbaş
Deniz Canel Çınarbaş