Düşünceler, Düşünceler, Düşünceler

 

Geçen haftalarda duygularda bahsetmiştik. Her duyguyu en değerli misafir gibi baş köşeye buyur etmek, ağırlamak, onunla vakit geçirmek ve hissetmek gerekir demiştik. Çünkü duygunun doğrusu yanlışı olmaz. Duygular ne istediğimizi, ne istemediğimizi, sınırımızın nerede olduğunu anlatır bize. Duygular bir sonuçtur. Sebep ise düşüncelerdir. Duyguların aksine, düşüncelerin doğrusu yanlışı, iyisi kötüsü, işe yarayanı işe yaramayanı, yararlısı zararlısı olur. Bize düşen bunlar arasındaki farkı anlayıp, yanlış, kötü, işe yaramayan, zararlı düşüncelerden kurtulmaktır.

Bu öyle çabucak ve kendiliğinden olmaz. Maalesef olumsuz veya yanlış düşünceler fazlasıyla yer etmiş, bizim bir parçamız olduklarına, doğru olduklarına bizi inandırmışlardır çoğu zaman. Hatta zaman içinde o kadar inanmışızdır ki onların doğruluklarına, tamamen yanlış bile olsalar, hayatımız, başımıza gelenler, gelişmeler o yanlış düşünceleri haklı çıkarır olmuştur. Buna kendini gerçekleştiren kehanet deniyor. Ama bir de bunlar kötü kehanet oluyor çoğunlukla. Yani Uyuyan Güzel, daha doğar doğmaz iğne batınca uykuya dalacağını söyleyen kehanete o kadar inanıyor ki, o uyutan iğneyi kendi bulup kendi eline batırıp, sonra da bak kehanet doğru çıktı diyor. Kehanet yanlış ve saçma da olsa, biz bir şekilde ne yapıp edip farkında olmadan o iğneyi parmağımıza batırıp sonra da uykuya dalıyoruz. Ne kadar yanlış bir düşünceye inandığımızın, kendi kaderimizi kendi yanlış düşüncelerimizle belirlediğimizin farkında bile olamıyoruz. Ne sinsidir o düşünceler, su uyur onlar uyumaz.  

Bu düşünceler bazen felaket düşünceleri oluyor. ‘Eyvah kötü bir şey olacak, sevdiklerimin veya benim başımıza kötü bir şey gelecek.’ Bazen kendimizle ilgili yanlış ve olumsuz düşünceler devreye giriyor. ‘Ben bir şeyi de beceremem zaten, nerede görülmüş benim bir işi başardığım.’ Ya da dünyanın en şanssız insanı olduğuna dair inanç: ‘Ben dünyanın en bahtsız insanıyım, ben dolar alayım da dolar düşsün, hiç olmazsa memleket ekonomisi kurtulur.’ Tabi bir de başkalarına dair olan olumsuz inançlar ‘Bana şimdi iyi davranıyor ama kesin bir çıkarı var, annem uyarmıştı bu tiplere karşı zaten, o beni kazıklamadan ben onu kazıklayayım da görsün.’ Ya da dünyaya dair olumsuz düşünceler: ‘yalan dünya, her şey bomboş,’ ‘batsın bu dünya, bitsin bu rüya, ağlatıp da gülene yazıklar olsun,’ gibi.     

İşte bu yanlış kehanetleri, kötücül düşünceleri saklandıkları en karanlık köşelerden çıkartıp, iyice değerlendirip tartıp, sonra da işe yaramayanları atmak için istikrarlı, kararlı, azimli bir uğraş vermek gerekiyor. Yani önce hangilerinin yanlış veya zararlı olduklarını bulmak, sonra da onlara karşı kampanya yürütmek lazım. Peki nasıl bileceğiz hangisinin doğru hangisinin yanlış, hangisinin yararlı, hangisinin zararlı olduğunu? Bir de hayat kendini gerçekleştiren kehanetlerle doluyken, yani hayat benim inandıklarımı karşıma çıkartıp kehanetlerimi doğrularken? Tabi eşten dosttan yardım istenebilir, güvendiğimiz aklı selmi kişilere danışılabilir. O da olmadı terapistlerden yardım alınır. Terapistler hem aldıkları eğitim hem de tecrübeleri sayesinde hangi düşüncelerin size zarar verdiğini anlama konusunda size yardımcı olabiliriler. Zaten bu olumsuz düşüncelerden kurtulma aşamasında da yardım almak hiç fena fikir değildir, zira kolayında pes edip çekip gitmezler, direnirler, binbir kılıkla tekrar tekrar karşımıza çıkarlar.

Bahar aylarının da gelmesi vesilesiyle herkese en güzelinden düşünce temizliği dileklerimle…

Prof. Dr. Deniz Canel Çınarbaş