Farklı Psikoterapi Yaklaşımlarının Etkililik Açısından bir Karşılaştırması

 

 

Farklı Psikoterapi Yaklaşımlarının Etkililik Açısından bir Karşılaştırması

 

Farklı terapi yaklaşımlarının etkililik derecelerini karşılaştırmadan önce belirmek gerekir ki, genel olarak psikoterapi etkili bir sağaltım yöntemidir. Yapılan birçok araştırmanın istatistiksel olarak özetini çıkartan araştırmacılar psikoterapinin etkili olduğu ispatlamışlardır. Terapiye giden bir kişi gitmeyenlerin %80’inden daha iyi hisseder süreç sonunda. Yani bir psikolojik sorunla karşı karşıyaysanız ve hiç terapi almazsanız, şanslı yüzde yirmilik dilimde olabilirsiniz ve terapiye gitmeseniz de bir süre sonra iyileşebilirsiniz. Öte yandan, daha büyük olasılıkla, yüzde seksenlik dilimde yer alırsanız ne kadar zaman geçerse geçsin terapiye giden birine kıyasla daha kötü durumda olacaksınız. Ancak, terapiye giderseniz, gitmeyenlerin yüzde sekseninden daha iyi olacaksınız terapi sayesinde. Bunlara ek olarak, terapinin plasebodan daha etkili olduğu da ispatlanmış. Yani, terapi arkadaşına dert yanma, birine sorunlarını anlatmadan daha etkili.

 

Peki farklı terapi yaklaşımları arasında etkililik açısından fark var mı? Örneğin psikodinamik terapi, davranışçı bilişsel terapiden daha etkili mi? Eğer öyleyse bilelim de ona gidelim. Öyle olsa hemen hemen bütün terapistler de o terapinin eğitimini alırdı herhalde. Fakat psikoterapi yaklaşımları arasında, etkililik açısından, çok bariz farklar yok. Ufak farklar var ama o da araştırma yöntemlerine atfedilebilir. Bazı terapi yaklaşımları araştırmaya daha müsait yöntemler kullandıklarından araştırma sonuçlarında öne çıkıyor olabilirler. Örneğin, davranışçı bilişsel terapi davranış ve düşüncelerde bir değişim sağlamayı amaçlar, ki bu alanlardaki değişimi ölçmesi nispeten kolaydır. Terapiye gelen kişinin davranışları değişmiş mi gözlemlenebilir. Oysa, psikodinamik terapilerin çoğunun amacı farkındalığı arttırmaktır, bilinçdışı olanı bilince çıkarmaktır, ki bu da gözlemlenebilen ve kolayca ölçülebilen bir şey değildir. Belki de bu yüzden davranışçı bilişsel terapilerin etkililiği araştırmalarca %87, psikodinamik terapilerin etkililiği ise %75 olarak bulunmuştur. Yani, davranışçı bilişsel terapiye giden biri gitmeyenlerin yüzde seksen yedisinden daha iyi durumdayken, bu oran psikodinamik terapiye giden biri için yüzde yetmiş beştir. Belirttiğim gibi, bir fark var, yok değil, ama bu araştırma yöntemlerinin kısıtlılığı veya yaklaşımın araştırmaya müsait olmaması ile açıklanabilir bu fark.   

 

Etkililiğin yanı sıra popülerlik de bir ipucu olabilir belki terapi yaklaşımı seçerken. Terapistler genelde hangi terapi yaklaşımlarını tercih etmekte, ona bakabiliriz. Bilişsel terapileri tercih eden terapistlerin sayısı, psikoanalitik ve psikodinamik yöntemleri tercih eden terapistlerin sayısının iki katına yakın (%31’e %18). Bu rakamlar ABD’deki terapistleri baz alan rakamlardır. ABD’deki sistem ise bu tercih farklarında büyük rol oynamaktadır. ABD’de özel ve devlet sağlık sigortaları psikoterapiyi karşılıyor, ancak sadece belli sayıda seansı karşılıyor. Psikodinamik terapi, ama özellikle de psikanaliz, uzun süreli terapiler olduğundan sigorta şirketleri tarafından karşılanmaları konusunda engeller yaşanabiliyor ve dolayısıyla hem danışanlar tarafından hem de terapistler tarafından pek tercih edilmiyor. Yani buradan da bir ipucu çıkmıyor hangi terapi yaklaşımını seçeceğimiz konusunda.

 

Peki farklı terapi yaklaşımları arasında nasıl bir seçim yapalım, hangi terapi yaklaşımının bize daha uygun olduğuna nasıl karar verelim? Bu arada belirtmek gerekir ki toplamda 500den fazla terapi yaklaşımı var. Bunların hepsine erişimimiz olmayabilir, ya da bazıları arasındaki farklar çok da anlamlı olmayabilir, yani pratikte rakam 500ün altında olabilir. Yine de, bu yazıda kolaylık olsun diye iki örnek üzerinden tartışmış da olsak, ikiden fazla terapi yaklaşımı olduğu kesin. O zaman sorumuza geri dönelim, nasıl seçim yapacağız farklı yaklaşımlar arasında? Mümkün olduğunca belli başlı terapi yaklaşımları ile ilgili bilgilenmek ve kendi sorunumuz için hangisinin daha uygun olacağını kestirmeye çalışmak iyi bir fikir olabilir. Yenibenlik Whatsapp  hattına ulaşırsanız, personelimiz ve ben terapist seçimi konusunda sizi bilgilendirebilir ve olabildiğince yönlendirebiliriz. Son noktada, belki de terapiste ısınmak, terapistin samimiyetini hissetmek, terapistin hangi terapi yaklaşımını uyguladığından daha önemli de olabilir. Yani hiçbir fikriniz yoksa ve sormak veya araştırmak da istemiyorsanız, terapistlerimizle tanışma seansları gerçekleştirerek o terapistle çalışmak isteyip istemediğimizi kendiniz değerlendirebilirsiniz.

 

Prof. Dr. Deniz Canel Çınarbaş      

Istockphoto 1435001168 612x612