Panik atak herhangi bir tehlike veya görünür bir sebep olmamasına rağmen aniden ortaya çıkan çeşitli ve şiddetli fiziksel belirtilerle ortaya çıkan bir korku atağıdır. Panik atak sırasında kişi belirtilerin şiddetinden dolayı kalp krizi geçirdiğini, delirdiğini veya öleceğini düşünebilir. Bu düşünceler kişinin daha çok korkmasına ve atak geçtikten sonra bile hala korku ve tedirginliğin devam etmesine sebep olabilir. Panik atak toplumda son derece yaygın olan bir rahatsızlıktır. Yapılan araştırmalara göre her üç insandan biri hayatının herhangi bir döneminde en az bir kez panik atak geçirebilir. Bu ataklar 4 veya daha fazla yaşandığında panik bozukluğu şüphesinden bahsedilebilir.
Panik atak belirtileri yaşamsal bir tehdit oluşturmadığı halde belirtilerin şiddetinden ve yanlış yorumlanmasından dolayı korkunç bir hal alabilirler. Bir kez panik atak geçiren kişi çoğunlukla diğer atağı bekler. Atak sırasında yaşananlardan çok iki atak arası yaşanan gerginlik ve kaygı yaşamın işlevselliğini düşürebilir. Yeniden panik atak geçireceğinden korkan bir insan dışarı çıkmak istemeyebilir veya yalnız kalmaktan korkabilir. Bu sebeple pek çok sosyal faaliyetten kaçınabilir veya yapması gereken işleri erteleyebilir. Bunlar ve benzeri problemlerin çözülebilmesi için belirtilerin tespit edilmesi ve tedavi arayışına gidilmesi son derece önemli bir konudur.
Panik atak belirtileri vücudumuzun tehlikeli bir durumla karşılaştığında verdiği bir tepki gibidir. Sempatik sinir sistemimiz aktive olur ve savaş ya da kaç tepkisi veririz. Panik atağın ortaya çıkması için herhangi bir durum olmasına gerek yoktur. Çoğunlukla işin korkutucu olan tarafı budur. Belirtiler bir anda ortaya çıkar ve yaklaşık 20-30 dakika sürer. Bazı durumlarda bu süre bir saati bulabilir. Atak bittikten sonra belirtiler ortadan kalksa bile vücudumuzda rahatsızlık hissi devam edebilir. Panik atak sırasında yaygın olarak görülen belirtiler şunlardır:
Tüm bu belirtileri bir anda yaşayan kişi kalp krizi geçirdiğini düşünebilir. Özellikle ilk kez atak yaşayan kişide bu durum çok daha sık görülür. Belirtilerin medikal bir temeli olup olmadığını netleştirmek için öncelikli olarak bir sağlık kuruluşuna başvurulması tavsiye edilir.
Panik atağın sebepleri ile ilgili pek çok teori ortaya atılmışsa da henüz net ve kesin bir bulguya ulaşılamamıştır. Yapılan araştırmalar bazı risk faktörlerinin panik atak gelişiminde etkisi olabileceğini belirtmektedir. Bu risk faktörleri; genetik yatkınlık, beyindeki hormanal dengesizlikler, yoğun stres ve kaygı, travmatik yaşam deneyimleri, sevilen birinin kaybı vb’dir.
Panik bozukluğu tanısı için herhangi bir laboratuvar testi olmamakla birlikte bazı temel kriterlerin olup olmamasına bakılır. Bu kriterler şunlardır:
Panik bozukluğunun tedavisinde hem psikoterapi hem de çeşitli türde ilaçlar kullanılmaktadır. Psikoterapi aracılığıyla danışanların panik atakla ilgili daha çok bilgi ve farkındalık sahibi olması ve panik atak belirtileriyle karşılaştığında bu belirtileri doğru yorumlaması sağlanır. Panik ataklar sırasında kullanılabilecek bazı gevşeme ve nefes egzersizleri öğretilir. Panik sebebiyle uzak durulan pek çok faaliyet konusunda destek ve beceri kazandırılır. Online psikoterapiler de en az yüz yüze olan terapiler kadar etkililiği kanıtlanmış bilimsel bir tedavi yöntemidir. Panik bozukluğuna sahip olduğunuzu düşünüyorsanız hemen yenibenlik.com’a gelin ve alanında uzman psikoterapistlerimizden randevu alın.