Zihinsel gücü olan insanlar çoğu zaman kalabalıklar içinde fark edilmez. Onları diğerlerinden ayıran şey, sesleri değil tavırlarıdır. Büyük laflar etmezler, çünkü neye dayanabildiklerini kendileri çok iyi bilirler. Yaralarını göstermekle övünmezler. Çünkü acının kendisiyle barışmış bir insanın, onu sürekli başkalarına anlatma ihtiyacı da yoktur. Sessizce iyileşmeyi, sessizce ilerlemeyi tercih ederler. Gündelik hayatın akışı içinde sıradan gözüken ama derin bir içsel güce dayanan davranışları vardır: Geri dönmeyeceğini bile bile vedalaşmak, sevildiğini bilmeden birini sevmeye devam etmek, içinden çığlık atmak gelirken yutkunup gülümseyebilmek gibi.
Bu insanlar mücadelelerini yüksek sesle anlatmazlar. Onların hikâyesi, bir Instagram gönderisinde ya da YouTube belgeselinde değil; sabah uyanıp yüzünü yıkarken kendine söylediği o sessiz cümlede gizlidir. “Devam et.”
Zihinsel güce sahip bir insan, her şey yolundayken değil, her şey darmadağınken kim olduğunu hatırlayabilen kişidir. Ne istediğinden emin olmadığında bile ne istemediğini bilir. Bir seçim yapması gerektiğinde içgüdülerini dinler. Kalmakla gitmek arasında sıkışmışken, kendine en doğru olanı sessizce seçer. Ona dışarıdan bakan biri için bu “kararsızlık” gibi görünebilir ama iç dünyasında yaşadığı fırtına, başlı başına bir savaştır. Bu savaşı kazanmak için ihtiyacı olan şey başkalarının onayı değil, kendi iç sesiyle kurduğu bağdır.
Zihinsel gücü olan insanlar, hayata karşı duyarsız değildir. Aksine, çok daha fazla hissederler. Ama o hislerin onları kontrol etmesine izin vermezler. Bir duyguyu bastırmazlar, sadece yön verirler. Öfkelendiklerinde bağırmazlar, ama kendilerine öfkenin neden geldiğini sorarlar. Üzüldüklerinde ortalığı yıkmazlar, ama içlerinde kopan fırtınayı anlamaya çalışırlar. Çünkü bilirler ki hissetmek bir zayıflık değil, insan olmanın en gerçek halidir. Asıl mesele bu hislerle ne yaptığındır.
Onları tanımanın en kolay yolu, tutarlı olmalarına bakmaktır. Bugün nasıllarsa, yarın da üç aşağı beş yukarı öyledirler. Çünkü bir duruşları vardır ve bu duruş dış koşullarla değişmez. Kimse onları izlemese de doğru bildiklerini yapmaya devam ederler. Alkış beklemezler. Onlar için başarı, kimse görmeden gösterilen çabadır. Ve bu çabanın en güzel tarafı, kendi gözlerinde değerli olmasıdır.
Bu insanlar kalabalıkların içinde yalnız olmaktan korkmazlar. Çünkü kendi iç sesleriyle dost olmuşlardır. Sessizlik onları ürkütmez, hatta çoğu zaman huzur verir. O yüzden sessiz görünürler ama içlerinde yankılanan şeyleri duymak isteyen biri için bu sessizlik çok şey anlatır.
Gerçek zihinsel güç, kimsenin göremediği ama senin her gün taşıdığın yükü fark etmekle başlar. Ve her sabah uyandığında, o yükle yaşamayı yeniden seçmektir. Sessizce. Güçle.