Farklı Psikoterapi Yaklaşımları 2: Bilişsel Davranışçı Terapi

 


Farklı psikoterapi yaklaşımlarını tanıttığımız yazı dizimizin ikinci kısmında Bilişsel Davranışçı terapileri kısaca anlatmaya çalışacağım. Aslında adından da anlaşılacağı gibi bu terapi, bilişsel, yani düşünce ile ilgili ve davranışlarla ilgili teknikleri kapsar. Bu yaklaşıma göre duyguları değiştirmek için önce düşünceleri değiştirmek gerekir. Düşüncelere ek olarak davranışları da değiştirdiğimizde, psikolojik sorunlarla ilgili belirtiler ve olumsuz duygular ortadan kalkar.
Bizler düşüncelerimizi değişmez gerçekler zannederiz, oysa düşünceler varsayımlardır ve doğrulukları kabul edilmeden önce test edilmeleri gerekir. Birçok düşüncemiz mantıksızdır ya da hayatla uyumlu değildir. Bu gibi mantıksız ve uyumsuz düşüncelerin terapide belirlenmelerini, terapist yardımıyla sorgulanmalarını ve sonra da daha uyumlu düşüncelerle değiştirilmelerini içerir Bilişsel Davranışçı Terapi. Örneğin, bazı kişiler kendi başarılarını azımsarlar, tesadüfle veya şansla açıklarlar, kim olsa yapardı sınav kolaydı derler. Oysa kendi başarılarını azımsamaları mantıklı ve gerçekle uyumlu değildir. Bir öğrenci sınavdan 95 aldığında, sadece “şansım varmış öğretmen bildiğim yerlerden sordu” diyor, çalıştığı ve çaba sarf ettiğini, aynı zamanda bunun zekâsı sayesinde olduğunu göz ardı ediyorsa uyumsuz ve mantıksız düşünüyordur. Bunun sonucu olarak da kendine olan özgüveni düşüktür ve kendine güvenmiyordur. Terapide bu gibi düşünceler belirlenir, terapist bunların sorgulanması için danışana yardımcı olur ve sonrasında daha gerçekçi bir düşünce, örneğin “hem zeki bir öğrenciyim hem de epey çalıştım bu sınav için” gibi bir düşünce eski mantıksız düşüncenin yerine geçer. Bu sayede kişi kendisiyle gurur duyabilir ve bir sonraki sınavda da başarılı olabileceğine dair umutlu olur.
Bu yaklaşımda davranışların değiştirilmesi de düşüncelerin değiştirilmesine eşlik eder. Örneğin depresyon şikâyeti olan bir danışan eskiden hoşlandığı aktivitelere katılmıyorsa, enerjisinin olmadığı düşüncesiyle sosyalleşmiyor, arkadaşlarıyla görüşmüyorsa, bu depresyonunu daha da arttırır. Depresyonda kişi aktivitelerinin azaldığı, aktiviteler azaldığı için daha da mutsuz hissettiği bir döngüye girer. Terapist başta canı istemese de içinden gelmese de eskiden hoşlandığı aktivitelere katılmasını, küçük bile olsa kendisini mutlu edecek bir şey yapmasını ödev olarak verir. Böylece aktif olmama döngüsü kırılır ve danışan bir süre sonra yaptığı aktivitelerden tekrar keyif almaya başlar.
Aslında Bilişsel Davranışçı terapiler genel bir kategoridir ve birçok farklı terapiyi, örneğin Kabul ve Kararlılık Terapisi, Rasyonel Duygucu Davranışçı Terapi gibi farklı terapileri kapsar. Bu terapilerin ortak noktası düşüncelere ve davranışlara odaklanmaları, kişinin çocukluğuna, bilinçdışına veya kök ailesinde yaşananlara odaklanmamalarıdır. Psikanalize veya psikodinamik terapilerin çoğuna göre daha kısa süreli terapilerdir. Genelde birkaç ay ya da 25 ila 30 seans civarı bir sürede sonuç elde edilebildiğini iddia ederler. Davranışçı bilişsel terapilerde terapist seanslarda daha aktiftir. Danışanı yönlendirir, sorular sorar ve seansları şekillendirir. Terapi sürecinin başında somut hedefler belirlenir ve terapi boyunca bu somut hedeflere ulaşılmaya çalışılır. Özellikle davranışçı terapistler, değiştirilmek istenen davranışı öncesinde ve sonrasında ölçerek belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını bilimsel yöntemlerle belirlemeyi tercih ederler. Yani psikodinamik terapilerde olduğu gibi bilinçdışını bilince çıkarmak gibi gözlemlenmesi ve ölçülmesi zor hedefler yoktur Bilişsel Davranışçı Terapilerde. Bu nedenle de araştırılmaya daha uygun bir yapısı vardır ve birçok psikolojik sorun için etkili olduğu araştırmalarca kanıtlanmıştır.
Yenibenik bünyesinde çalışan Bilişsel Davranışçı Terapistlere ulaşmak için terapistler sekmesindeki detaylı arama butonuna basarak, uzmanlık alanı kısmına Bilişsel Davranışçı Terapi yazmanız yeterli.

 

 

Face 623314 1280